Bizimle iletişime geçin
BMW Ads

Ekonomi

Türk Müteahhitlerden 6 Ayda Yurt Dışında 6,2 Milyar Dolarlık Dev Proje

Türk müteahhitlik sektörü, 2025 yılının ilk yarısında yurt dışında 6,2 milyar dolarlık proje üstlenerek global pazardaki güçlü konumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, haziran sonu itibarıyla toplam 93 proje hayata geçirilirken, ortalama proje bedeli 66,5 milyon dolara yaklaştı.

Sektör Yükselişini Sürdürüyor

Uluslararası müteahhitlik gelirlerinden en yüksek pay alan ilk 10 ülke arasında yer alan Türkiye, yurt dışındaki başarılı projeleriyle dikkat çekiyor. Sektör, son yıllarda önemli bir büyüme ivmesi yakaladı. 2020 yılında 17,2 milyar dolar seviyesinde olan proje bedeli, 2021’de tarihi bir zirveye çıkarak 31,7 milyar dolara ulaştı. 2022’de 20,1 milyar dolara gerileyen toplam tutar, 2023’te tekrar yükselerek 28,6 milyar dolar oldu. 2024 yılında ise küresel ekonomik daralmaya ve jeopolitik krizlere rağmen 31,2 milyar dolarlık proje portföyü başarıyla yönetildi.

50 Yılı Aşan Tecrübe: 137 Ülkede 543,6 Milyar Dolarlık İş

Türk müteahhitleri bugüne kadar 137 ülkede toplam 12 bin 627 projeyle 543,6 milyar dolarlık bir iş hacmine ulaştı. Bölgesel bazda ise en büyük pay yüzde 43,2 ile Bağımsız Devletler Topluluğu’na (BDT) ait. BDT’de bugüne kadar 235 milyar dolarlık proje üstlenildi. Onu yüzde 25,5 ile Orta Doğu (138,5 milyar dolar) ve yüzde 17,9 ile Afrika (97 milyar dolar) izledi.

Rusya, Türkmenistan ve Irak Başı Çekiyor

Ülke bazında en fazla proje Rusya’da gerçekleştirildi. 103,1 milyar dolarlık hacimle ilk sırada yer alan Rusya’yı, 54,2 milyar dolarla Türkmenistan ve 36,6 milyar dolarla Irak takip etti. Diğer öne çıkan ülkeler arasında Suudi Arabistan (33,4 milyar dolar), Libya (31,4 milyar dolar), Kazakistan (29,6 milyar dolar) ve Cezayir (23,2 milyar dolar) yer aldı.

Yatırımlar Altyapı ve Konut Ağırlıklı

Türk müteahhitlerin üstlendiği projelerin türlerine bakıldığında yüzde 14,1’lik oranla kara yolları, tünel ve köprü projeleri ilk sırada. Konut projeleri yüzde 13,4’lük payla ikinci sırada yer alırken, enerji santralleri (yüzde 8,5), demiryolu projeleri (yüzde 7,1) ve ticaret merkezleri (yüzde 6,8) de sektörün öne çıkan alanları arasında bulunuyor.

Küresel Rekabette Güçlü Bir Oyuncu

Türk müteahhitlik sektörü, mühendislik kalitesi, zamanında teslim, rekabetçi maliyet avantajı ve kriz dönemlerinde sergilediği esneklikle dünya genelinde büyük beğeni topluyor. Küresel rekabette önemli bir aktör olan Türk firmaları, önümüzdeki dönemlerde başta Afrika ve Orta Asya olmak üzere yeni pazarlara açılarak yurt dışı başarılarını artırmayı hedefliyor.

(AA)

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

Roketsan Genel Müdürü İkinci: “TAYFUN Geniş Bir Aile, Daha Da Genişleyecek”

Roketsan Genel Müdürü İsmail İkinci, 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 2025 kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin geliştirdiği balistik füze sistemi TAYFUN’un BLOK-4 versiyonunun geliştirme aşamasının sonlarına geldiğini ve test atışlarının yakında başlayacağını duyuran İkinci, TAYFUN’un sadece tek bir füze değil, sürekli büyüyen ve çeşitlenen geniş bir aile olduğunu vurguladı.
İkinci, “TAYFUN BLOK-4, Roketsan’ın kendi geliştirdiği en ağır, en büyük ve en hızlı balistik füzelerden biri. Hem hipersonik olması, hem uzun menzili hem de taşıdığı güçlü harp başlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne güç katacak” dedi. Ayrıca, TAYFUN’un üzerinde taşıdığı sensör teknolojilerinin hem hedefi etkin şekilde ateş altına alma hem de füzenin kendisini harp alanındaki tehditlere karşı koruma kapasitesine sahip olduğunu söyledi.
“Bu sadece bir füze değil, bir teknoloji ailesi” diyen İkinci, “Harp başlığı çeşitliliği ve görev kapsamındaki farklı ihtiyaçlara göre TAYFUN’un blokları ve özellikleri gelişmeye devam edecek. AR-GE çalışmalarımız sürüyor, belli bir olgunluğa erişen yeni blokları halkımızla paylaşacağız. Bazı projeler belli aşamaya gelmeden tamamlanmayabilir ama TAYFUN ailesi sürekli gelişiyor ve güçleniyor” ifadelerini kullandı.

GÖKBORA ve Yeni Nesil Füze Teknolojileri
IDEF 2025’te tanıtılan GÖKBORA füzesinin Türkiye’de ilk defa geliştirilen katı yakıtlı ramjet teknolojisine sahip olduğunu anlatan İkinci, bu füzenin özellikle KIZILELMA ve KAAN platformlarında kullanılacağını belirtti. “GÖKBORA, uçaktan fırlatıldığında platformun görünmezlik özelliklerini sekteye uğratmadan, görüş ötesi uzun menzilli hava hedeflerine etkin şekilde angaje olacak bir füze” diye konuştu.
Roketsan’ın ramjet projesine 3-4 yıldır ciddi yatırım yaptığını söyleyen İkinci, “Yakın zamanda GÖKBORA’nın ilk test versiyonlarını sahada göreceğiz. Türkiye’ye verilmemiş sistemlerin geliştirilmesine odaklanıyoruz ve GÖKBORA, muadillerine kıyasla çok üstün özelliklere sahip” dedi.

Denizlerde Yeni Güç: AKYA Torpidosu ve AKATA Projesi
İkinci, Türk Deniz Kuvvetleri’nin denizaltılarının vurucu gücünü artıracak AKYA torpidosunun önemine de dikkat çekti. “AKYA, uçak gemilerinden fırkateynlere kadar deniz gücünün korkulu rüyası olacak ağır sınıf torpidodur” dedi.
Ayrıca, denizaltıların kara hedeflerine angaje olmasını sağlayacak AKATA kapsüllü ATMACA füze sisteminin de stratejik bir güç çarpanı olduğunu belirtti. “Denizaltılar gizli silahlar. Denizin 60 ila 300 metre derinliğinde çalışıyorlar ve elektrik motorlarıyla sessiz hareket ediyorlar. Bu denizaltılardan 200-250 kilometre menzilli seyir füzesi atabilmek büyük bir kabiliyet. Böylece denize kıyısı olan her bölge, denizaltılar vasıtasıyla ateş altına alınabiliyor. AKATA projesi bu yüzden çok kıymetli” dedi.

Türkiye’nin SİHA ve Mühimmatları Dünya Standartlarının Üstünde
İkinci, Türkiye’nin geliştirdiği SİHA’lar ve bu platformlarda kullanılan mühimmatların dünya çapında rakipsiz olduğunu vurguladı. “Türkiye, mühimmat çeşitliliği açısından dünyada eşsiz bir portföye sahip. Üzerinde durduğumuz her proje, zorlu şartlarda defalarca test edildi ve başarıyla sonuçlandı” dedi.

Roketsan’ın AR-GE çalışmalarıyla savunma sanayisinde ulaştığı seviyeyi ve geliştirdiği sistemlerle Türkiye’nin stratejik gücünü önemli ölçüde artırdığını belirten İkinci, “TAYFUN, GÖKBORA, AKYA ve AKATA gibi projelerimizle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarına teknoloji ve güç katmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

ATO Başkanı Gürsel Baran Uyardı: “E-Fatura, KOBİ’ler İçin Maliyet Tuzağına Dönüştü”

Dijitalleşme çağında işletmeler için kaçınılmaz hale gelen elektronik vergi sistemleri, KOBİ’ler açısından büyük bir yük haline geliyor. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, e-fatura sisteminin özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için ciddi maliyet sorunlarına yol açtığını belirterek, e-fatura hizmetlerine bir “üst fiyat sınırı” getirilmesi çağrısında bulundu.
Dijitalleşme Kâğıttan Pahalıya Mal Oluyor
Basılı faturadan dijital faturaya geçişin çevre dostu ve uzun vadede verimli bir sistem sunduğunu belirten Baran, kısa vadeli maliyetlerin ise işletmeleri zorladığını ifade etti. “Bugün geldiğimiz noktada, birçok işletmemiz için e-fatura, basılı faturadan daha pahalıya geliyor” diyen Baran, yazılım, mali mühür, entegrasyon ve kontör gibi giderlerin altını çizdi.
Kontör Fiyatlarına Yüzde 800’e Varan Zamlar
Baran, ATO üyelerinden gelen yoğun şikayetlere dikkat çekerek, dijital fatura kontör ücretlerinde kısa sürede yüzde 800–900 oranında artış yaşandığını vurguladı. “Üstelik sadece alıcıdan değil, satıcıdan da ayrı ayrı kontör kesiliyor. Bu durum, işletmelerimizin dijitalleşmeye değil, ek maliyetlere maruz kalmasına neden oluyor” şeklinde konuştu.
KOBİ’lerin Dijitalleşmesi İçin Fiyat Tavanı Şart
Baran, elektronik belge sistemlerinde hizmet sağlayıcıların uyguladığı serbest fiyat politikalarının, KOBİ’lerin dijital dönüşümünü sekteye uğrattığını ifade etti. “Eğer dijitalleşmeyi gerçekten teşvik etmek istiyorsak, bu hizmetlere makul sınırlar getirmeliyiz” diyen ATO Başkanı, fahiş fiyatların kayıt dışılığı körüklediği uyarısında da bulundu.
2025 Sonrası Zorunluluklar Genişliyor
Baran, brüt satış hasılatı 3 milyon TL ve üzeri olan işletmelerin e-faturaya geçişinin zorunlu olduğunu hatırlatırken, 31 Aralık 2025 itibarıyla 3 bin TL’yi aşan işlemlerin e-arşiv ile belgelenmesinin de yasal zorunluluk haline geleceğini hatırlattı. Bu kapsamın genişlemesiyle birlikte, daha fazla işletmenin dijital maliyetlerle karşı karşıya kalacağını vurguladı.
Bosslife Yorumu: Dijital Dönüşümde Sürdürülebilirlik Kriteri Olmalı
Dijital dönüşüm, sadece büyük şirketlerin değil, KOBİ’lerin de geleceği. Ancak bu dönüşüm ancak erişilebilir ve sürdürülebilir hale getirildiğinde gerçek başarıya ulaşabilir. ATO Başkanı Baran’ın çağrısı, dijitalleşmenin KOBİ’ler için bir fırsata değil, yük haline gelmemesi için kritik bir uyarı niteliği taşıyor.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

İTO Başkanı Avdagiç’ten Moody’s ve Fitch Yorumu: “Kredi Notu Artışları Reel Sektöre Güven Veriyor”

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisine yönelik not güncellemeleri, piyasalarda olumlu yankı uyandırmaya devam ediyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Moody’s ve Fitch Ratings’in Türkiye değerlendirmelerine ilişkin yaptığı açıklamada, hem Türk varlıklarına yönelik artan ilgiyi hem de ekonomi yönetiminin attığı adımların doğruluğunu vurguladı.
Kredi Notundaki Yükseliş Sürpriz Oldu, Sinyal Güçlü
Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu sürpriz bir şekilde “Ba3” seviyesine yükseltmesini ve Fitch’in notunu “BB-” olarak teyit etmesini değerlendiren Avdagiç, bu gelişmelerin yalnızca portföy yatırımlarına değil, aynı zamanda reel sektöre de güven aşılayan gelişmeler olduğunu ifade etti. “Türkiye’nin kredi notu artışlarının devam etmesi, ekonomi politikalarının dış dünyada karşılık bulduğunu gösteriyor” dedi.
Faiz ve Enflasyon Sürecinde Temkinli İzleme Vurgusu
İTO Başkanı, faizlerdeki düşüş eğilimi ve dezenflasyon sürecinin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirterek, “Bu dönemde atılacak her adımın, uzun vadeli ekonomik istikrar ve güven ortamı açısından belirleyici olacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Yatırım Yapılabilir” Not İçin Yol Haritası Net
Avdagiç, kredi derecelendirme kuruluşlarının en az ikisinden “yatırım yapılabilir” notunun alınmasının Türkiye ekonomisi için önemli bir eşik olduğunu vurgulayarak, reel sektörün bu yolda üretim ve finansmanı önceleyen adımlar atmaya devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Temkinli olmak kadar kararlı olmak da bu süreçte kritik. Reel sektörün dinamizmini ve üretim gücünü artırarak, Türk ekonomisini küresel yatırımcılar nezdinde bir üst lige taşıyabiliriz” diyen Avdagiç, bu hedefin artık sadece bir temenni değil, ulaşılabilir bir vizyon olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

Trend Gönderiler